9 Haziran 2012 Cumartesi

"gün olur alır başımı giderim, denizden yeni çıkmış ağların kokusunda...."

yazın istanbul'a gidelim demiştim. istanbula gidip atlayalım vapura adalara gidelim. o hem koskoca yalnızlıkla başbaşa duran hem de çılgın kalabalığın ortasındaki adalara fak etmez büyük ya da küçük; yalnızlığın büyüğü küçüğü mü olur. ama biz gidelim, yalnız kalmaya, yalnızlığa, o sese gidelim.
dedim.

giderken de "...o ada senin bu ada benim yelkovan kuşlarının peşi sıra...." diye şarkının devamını getiririz.
dedim.

tamam dedi sadece.

4 sene öncesinde yaşanılanlar geldi sonra hatıra. içlerde ne varsa söylendi. yalnızlıklar, üzüntüler, sevinçler bir bir çıktı saklandıkları yerden ve hepsi artık sahibine gitmek üzere yola koyuldular. sessizce kabullendi büyük bir içtenlikle aldı onları sahip. rahatladı mı peki iade eden. kurtuldu mu. sustu mu içinde kalan kırıntılar. hiç mi hatıra gelmedi. neden.
dedim.

sana senin sevdiğinle veda edicem:
belki hiç okumayacaksın hiç haberin olmayacak hiç sezmeyeceksin ama yine de yazdım.
beki bi gün bi yerde olur ya seni tekrar görmek dileğiyle...

sana bi sıfat bulamadım ne garip.
hoşça kal.
kendin ol.
sinem.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder